“Bütün Çinliler birbirine benzer.” Bu, çocukken edindiğim en erken fikirlerdendi. Erkenden edinilen ve yaygın biçimde paylaşılan bir fikir… Ama hepsinden önce, “edindirilen” bir fikir… Bu cümle “Çin’lilerin birbirine benzediğini” söylediği kadar, “bize benzemediklerini” de söylemeye yönelmiştir. Böylece neyin “biz”; neyin “öteki” olduğuyla ilgili olarak herkesin bir “fikri” olur. Üstelik, bunu sadece “Çinlilere” de yapmayız. Maalesef yaşarken pek çok “Çinli” yaratabilir bir toplum. Yıllar, ömürler geçer ama o hep orada, asılı: “Çinliler birbirine benzer.” Bu küçük ama benimle büyümüş fikrin üstünden geçen yaklaşık 30 yılın ardından, şimdi o uzak ülkenin şehirlerine, sokaklarında dolaşıyorum. Kapılarından içeri bakıyorum. Odalarında sarı ışıklar yanıyor. Bu sıcak Haziran’da balkonlarında asılı çamaşırlar… sokak arasında kağıt oynayan ihtiyarlar var. “Çinliler birbirine benzer…” Gülüyorum… Oysa, şimdi bütün insanlığın aynı olduğuna kaniyim. Yalnız Çinliler’in değil de hepimizin, tümümüzün “aynı” ve “bir” olduğunu görmüş, anlamış olsaydık… Bu görüş, anlayış daha erken yerleşseydi içlerimize; yayılsaydı aramızda… Daha iyi dünyalar kurabilir miydik? Yoksa yeni “Çinliler”in peşinde mi olurdu zihinlerimiz, işaret parmaklarımız? Evet, bütün Çinliler aynıdır. Aynı ve “bizim gibi! Çünkü babalarının kucağında uyuya kalmış bütün kız çocukları aynı bizimkiler gibi düşürürler başlarını babalarının omuzlarına, bir hafta sonu gezmesi dönüşünde, otobüste. “Bütün Çinliler aynıdır.” Aynı ve bizim gibi! Çünkü bir kırmızı ışıkta, yan yana bekleyen iki otobüsün şoförleri birbirine laf atar, selam verir, konuşurlar. Ve dillerini anlamasanız da, birbirlerinin dilinden nasıl anladıklarını anlarsınız. O kısa 45 saniyede “söylemeden duramamak durumu” tanıdıktır. “Çinliler aynıdır.” Aynı bizim gibi… Doğar, büyür ve eşitsizliği öğrenirler. Çok çalışarak hep kaybeden milyonlar vardır… O milyonlar, onlardan çok daha azı, milyonlar kazansın diye hep orada kalmak zorundadırlar. Çinliler aynı… Bizim gibi… “Öteki”ni icad etmiş ve Ona “harika” bir “set” inşa etmiştir. Bir kutlama yapar ya da bir hediye verirmiş gibi… Taştan da olsa, taa en baştan insanlar “öteki” yapmayı sever. Ama insanlar “öteki yapmayı” sever; “ötekini” değil. Evet, Çinliler de bizim gibidir. Hem “iyi ki…” hem “maalesef…” Aynı ve bizim gibi…
Eylül 10, 2017
arda