Yazar: arda

Nisan 26, 2020 arda

Bu bin bir türlü kılağa girebilen, tuhaf virüsün ateş yaptığını, kuru öksürükle ilerlediğini biliyoruz. Kimini biraz okşayıp bıraktığını, kimini ağır hırpaladığını da… Plastikte ne kadar kalıp, sabunla nasıl çözüldüğünü de yavaşça anladık… Geçen birkaç haftanın sonunda, maske ve ameliyathane eldiveni, dışarı çıkabilen azınlığın gardroplarının vazgeçilmezi durumunda. Pek çokları için bayram günlerinden hatırlanan bir tanıdık olan…

Mart 18, 2018 arda

Uzun bir Pazar günüydü. Bir Stratüs örtüsü güneşle aramıza gri bir hat çizmişti. Rüzgar Beşparmak’ın eteklerinden aşağı çılgınca koşuyordu. Başlangıçta yamaçtaki zeytin ağaçlarının dallarında, yapraklarındaydı… Sonra kıyıdaki buğday başaklarının başında… Sonra sazlıkta ve dalgalarda…  Buluşmak üzere sözleştiği birilerine yetişmek ister gibi acele içindeydi. Milet’in sakin tabiatlı beyaz taş bloklarının yanından hızla geçti… Ardından küçük bir…

Ocak 15, 2018 arda

Sanıyorum bir pazartesi günüydü. Aslında hangi gün olduğunun da bir önemi yoktu; çünkü buna çok benzeyen Salılarım ve Perşembelerim de olmuştu. Madison Square Garden’da  1978 sonbaharında  sahne alan,  Ian Anderson ve arkadaşları kadar  neşe, heyecan ve heves doluydum. Üstelik bu üçüne tövbe etmiş azizlerin ülkesinde, bu üç günahı, ilk işleyişim de değildi. İşte yine uslanmaz…

Eylül 10, 2017 arda

Kısa hayatlarımızın iki ucu arasında dalgalar var. Geliyor ve gidiyorlar… Veriyor ve alıyorlar… Bazen enkaz parçaları… Bazen alüvyonlar… Ardımızda “Pharos”un hayaleti, önümüzde kendi denizimizin belirsiz laciverti… Kaderimiz “Kanagawa’nın Büyük Dalgası”nın küçük beyaz ellerinde. Önünde ya da ardında, altında ya da üstündeyiz. Burada her mevkide yolculuk mümkün… Grant’ın Çocukları, Patagonya’dan Yeni Zelanda’ya dalgaların üstünde yol almışlardı……

37

Eylül 10, 2017 arda

37. doğum günümün akşamıydı.  Zaman, 1967’den fırlamış bir plakla, daireler çizerek uzaklaşıyordu. Ama saatin gittiği yönde değil… Ben plaktakini takip ettim… Sonra dakikalar, saatleri alıp götürdü… Plaktaki şarkıyla yalnız kaldım. 50 yıl önce,  26 yaşında bir adam, şu 3 günlük dünyada, ölümünden 3 gün önce kaydetmişti bu şarkıyı. “(Sitting on) the Dock of the Bay…”den…

Bir

Eylül 10, 2017 arda

İmlecin bir görünüp bir kaybolduğu o noktaya bakmaya devam et. Yazılacak bir şey varsa hep orada, tam oraya yazılır. Bir “var” ve bir “yok” arasına… Sen de o ikisi arasında yazılmıştın. Küçük harfle… Şimdi sana tanınan varoluşu, harflere tanıma eğilimin, harflerin de günün birinde seni oynamalarını istemenden olmalı. Harfler… tanrısallık sanrında imanlı kulların. Onları bir…

Eylül 10, 2017 arda

Bizi daha uzaklara götürecek otomobillerimiz, vagonlarımız ve uçaklarımız var… Ama uzaklarda görülecek çok şey kalmadı. Aynıyız. Her şeyi daha gerçekçi kılan özel efektlerimiz, pahalı animasyonlarımız var… Ama peşinden gidilecek hiç bir masal göremiyorum ortalıkta. 80’lerde televizyonlarımız renkleniyor ve yaşamlarımız kararıyorken; şimdilerde telefonlar akıllanırken, türümüz sapıtıyor… Bugünlerde kendimi ifade edebileceğim daha çok mecra olabilir belki, ama…

Eylül 10, 2017 arda

“2 Ocak 1943 Üsküdar, – 1 Şubat 1999 Kadıköy.” …diye yazıyor adının karşısında. Hayat böyle…Ocak’ın 2’sinden Şubat’ın 1’ine… Üsküdar’dan Kadıköy’e… ne kadar sürerse, o kadar sürüyor. Aslında ne Kul Ahmet  ne de Süleyman daha uzun yaşıyor… Halil İbrahim Sofrası’nda servis, tüm McDonalds’lardan daha hızlı… Dıral Dede düdüğünü çalar; Sarı Çizmeli Mehmet Ağa hesabı öder Stiks…

Eylül 10, 2017 arda

Güneş şimdi diğer çocuklarının yanında… Bir “cityliner”ın 43 numaralı koltuğundan Onu bir süre takip ettim. Bir tepenin ardından diğerine… Bu uzun yolun her kıvrımında, bir görünüp bir kaybolurken, birden çok defa batışına şahit oldum. Uzak ülkelerin birinde çoktan bir perdenin aralığından içeri girmiş ve bir yatağa uzanmış olmalı. Ama uzun bir uyku için değil; sadece…

Eylül 10, 2017 arda

Shenzhen’den Guangzhou’ya geçmek üzere D7106 sefer sayılı trendeyim. Bu hatta daha önce de pek çok defa yolculuk yaptım. 1 saati kimi zaman biraz aşan zamanlar alıyor bu yolculuklar, bu temiz ve sessiz vagonlarda. 10 dakika kadar sonra şehrin dışında, üretim alanlarındasınız ve sağa sola yerleştirilmiş yatakhanelerin arasında. Kent merkezi bu kadar yakınken, kent yaşamı bu…